23 Temmuz 2015 Perşembe

Apolitik değil, Akötülük bir nesiliz biz...








Bize apolitik diyorlar… Demesinler!

Düalitenin taşlı çakıllı yollarında az gitmeyip uz giden ‘zıt’tın, gündelik yaşamlarımızda deney faresinden hallice dönenip duran biz fanilerdeki olumsuz çağrışımlarına rağmen, evrendeki yerini ‘kardeş okul’ sıcaklığında alan diğer ‘zıt’tan haberi olmasa da, insanoğlunun bir tarafta durması –ya da bir tarafa yakıştırılması-için her iki zıttan da haberdar olması gerekiyor bu açık. Anti demokratik olmak için demokrasinin ilkelerini, ateist olmak için tanrıyı, asosyal olmak -olmayı seçmek- için sosyalitenin ne olduğunu bilmek gerekir. Bu da net!

“Bu yıl ateizm çok moda abi, trend filan yaniiii!!!” iç sesleriyle sanal dünyalarında Allah’la ya da genel tanrı kavramıyla dalga geçen imaj abilere şifa dileyip geçer de, ateizmi konuşmadan yaşayan birini konuşturursanız, tanrının varlığına inandığı için tanrıyı reddettiğini anlarsınız. Neyi reddettiğini bilmeden reddetmek en trajikomiğinden cehalettir çünkü… Bu da hem açık hem de net!

Kutsal vikipedi apolitik için der ki Siyasi görüş ve olaylardan habersiz veya onlara kayıtsız kalan…

İsimlendirip sıfatlandırmaktan anlamaya fırsatları yok ama ben yine de buraya bırakıyorum bulunsun ; “Ne habersiz ne de kayıtsızız”:



Mısır’a akan timsah gözyaşlarına karışan salyaların çocuk bedenlere kanla karışık Ortadoğu yazdığını görmek için kurşun deliğinden bakıp komplo teorileri üretmek gerekmiyor. Politik” başlıklar açıp lacivert takım elbiselerle yazılan kötülük dolu senaryoların kanımızı nasıl emdiğinden haberimiz var! Ağaçlarımızı, tarlalarımızı, akarsularımızı, çocuklarımızı, güzel olan her şeyi nasıl öldürdüklerinden haberimiz var! Hiçbir şeyi hak ederek kazanmadıklarından, satılmış ruhların boş çuvallar gibi salındığı gecekondudan terk saraylarında, kendilerini bile kendilerinden çalarak yaşadıklarından haberimiz var. Allah’tan başka her şeyden korkarak nefes aldıklarından, saldırarak, can alarak, kıyım yaparak atmasını sağladıkları tavşan yüreklerinden haberimiz var. Yani o sizin politika dediğiniz şeyin politika olmadığından haberimiz var arkadaşlar! Biz ona ‘kötülük’ diyoruz. Doğru; Biz politika bilmiyoruz…Ama kötülüğün ne olduğunu biliyoruz. Bildiğimiz için seçmiyoruz, öldürmüyoruz, yok etmiyoruz. Biz onlarla aynı dili konuşmuyoruz ve konuşmak istemiyoruz. Kayıtsız değiliz, çaresizce ismini “ölümsüzdür” diye haykırdığımız ölülerimizin kaydını tutuyoruz, analarını anamız bilip kalabalıklaştıkça yetim kalıyoruz. Biz kötülük ne biliyoruz ama nasıl bu kadar kötü olabildiklerini anlamıyoruz. Keşke bu ülke topraklarında saygınlıkla politika yapabilecek ‘adam’lar olsaydı da bizler de apolitik kalarak nerde sabah orada akşam hayat bana güzel tadında yaşasaydık… Bize apolitik diyorlar, demesinler! Bizler akötülük nesiliz. Kötülük nedir biliriz ama ışığımızı korumaktan başka nasıl baş edilir bilmeyiz. Ne habersiz ne kayıtsızız… Biz, yani aslında hepimiz… doğanın, ışığın, yıldızların, güneşin, ayın çocuklarıyız! Biz kötüyle kötü olamayız. Kafamızı bir ekrana gömüp sabahtan akşama kadar insanlık dışı görüntüleri yine insanlık dışı dileklerin bedduaların eşliğinde paylaşmak ruhumuzun “duyarlılık” kadrosunu dolduruyor olabilir ama hiçbir çözümün altını doldurmuyor. Bununla, kendimizin ve çevremizdekilerin psikolojisini bozmamak adına bile bir an önce yüzleşmek lazım. Aynı nehrin kıyısındayız arkadaşım… Kötü adamlar çevremizi sarmış. Sen suya taş atarak kurtulalım istiyorsun ben güneşin doğuşunu izleyerek…Aynı kötü adamlar bütün ağaçlarımızı kesmiş, ikimiz de o “sal”ı yapamıyoruz Bir gün hepimiz aynı nehre karışıp aynı denize dökülüceğiz arkadaşım! Ya birlik olup sal yapalım, ya da taş atıp suyu bulandırmak yerine ışığa bakalım… Apolitik değil, Akötülük bir nesiliz biz…Sen, ben, biz, hepimiz! Kötülük nedir biliriz, baş edemeyiz!

Hiç yorum yok: